100ler

Burada Türkiye'nin geleceğinin nasıl biçimlenmekte olduğu ve biçimleneceği konusundaki sezgilerimi pekiştiren gelişmelere ilişkin haberlere yer veriyorum. Haber linkleri "geleceğin Türkiyesi" ortak paranteziyle okunmalı.

Saturday, October 15, 2005

‘Yom Kippur’ ilk kez Akmerkez’e de girdi

16 Ekim 2005
Sema DENKER / MAGAZİN SERVİSİ
‘Bayram nedeniyle kapalıyız’... Ramazan ve Kurban bayramları nedeniyle vitrinlerde rastladığımız bu yazılar ilk kez Yahudi Bayramı (Yom Kippur) sırasında Akmerkez’e taşındı. Daha önce de dini bayramlar nedeniyle Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarını kapatan Yahudi cemaatine mensup işadamları Akmerkez’deki yedi mağazayı 13 Ekim perşembe günü tatile soktu, vitrinlerine, ‘Dini bayram nedeniyle 13 Ekim perşembe günü mağazamız kapalıdır’ yazısını astı.

Yahudi cemaatinin önde gelenlerinden biri, ‘Mağazaların Yom Kippur tatili yapması, Türkiye’de Yahudilerin dini vecibelerini ne kadar rahat bir ortamda yerine getirebildiğini gösteriyor’ dedi.

BÜYÜK BAĞIŞLANMA:

Yom Kippur’u (Büyük Bağışlanma Günü) kutlamak için 13 Ekim’de kapısına ‘Dini bayram nedeniyle kapalıyız’ yazısı asan Akmerkez’deki mağazalar arasında Vakko, Sevil Parfümeri, Fransız konfeksiyon markası Façonnable ve Paul and Shark yer aldı.

SEVİL PARFÜMERİ:

Akmerkez Sevil Parfümeri Mağazası Müdürü Gülden Ustaoğlu, 13 Ekim’de tüm Türkiye genelindeki Sevil Parfümeriler’in kapalı olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘Uzun zamandır Sevil Parfümeri, 13 Ekim’de tüm Türkiye genelinde mağazalarını kapatır. Bu bayram da mağazalarımız kapalıydı ve gelen müşterileri bilgilendirmek amacıyla mağaza kapımıza, ‘Dini bayram nedeniyle 13 ekim perşembe günü mağazamız kapalıdır’ yazısını astık.’

YILLARDIR YAPARIZ:

Vakko Halkla İlişkiler Müdürü Neslihan Sadıkoğlu ise, şöyle konuştu: ‘Bu uygulama yıllardır yapılıyor. Dini bayram vesilesiyle tüm mağazalarımız kapalı oluyor.’

365 GÜN AÇMA ŞARTI:

Akmerkez Halkla İlişkiler Müdürü Ülker Melek, mağazalar ile yaptıkları anlaşmada haftanın yedi günü açık maddesinin bulunduğunu belirterek, Yom Kipur tatilini şöyle değerlendirdi: ‘Akmerkez yönetimi ile mağazalar arasında, 365 gün, haftanın yedi günü, sabah 10.00 ile akşam 22.00 arasında açık olması konusunda bir anlaşması vardır. Nasıl bizim dini bayramlarımızda bazı mağazalarımız bir gün kapatıyorsa, bazı Yahudi müşterilerimiz de mağazalarını 13 Ekim’de kapatabiliyor. Bu kapama, bazen vefat nedeniyle de olabiliyor. Dolayısıyla bu gibi durumlarda biz, açmayan mağazaları tespit ediyoruz. Ancak bugüne kadar yapılan bütün bu tespitlerin sonunda, mağazısını kapatan, açmayan müşteriye herhangi bir ceza uygulanmadı.’

Yom Kippur nedir

YOM KİPPUR (Büyük Bağışlanma Günü), İbrani takvimi içinde yer alan en kutsal gün. Roş Aşana’nın (Yahudilerin yılbaşısı) ardından, Tişri ayının (İbrani ay takviminin ilk ayı, genellikle eylül-ekim aylarının bir kısmına denk gelir) 10. gününde kutlanır. Yom Kippur’da Yahudiler günahlarının bağışlanması için iki gün batımı arasında aralıksız oruç tutup dua eder. Yıl boyunca belki bir kez bile sinagoga gitmeyen insanlar o gün ibadet için sinagoga gidip dindaşlarına katılır. Kippur’da Yahulier, yemek ve içmek, yıkanmak, deriye krem veya losyon sürmek, eşler arası ilişkide bulunmak ve deri ayakkabı giymekten uzaklaşırlar.

Wednesday, October 12, 2005

İsrail ile dev projelere ilk somut adım atıldı

Murat Yetkin
İki ülkenin enerji bakanları hangi projelere destek aranacağını dün açıkladı
İsrail ile Türkiye arasında su ve enerji taşıyacak boru hatları yapımına ilişkin olarak altı ay önce atılan adımlar meyvesini vermeye başladı. Hafta sonu Ankara'ya gelen bir İsrail heyetiyle Enerji Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı heyetleri arasında yürütülen görüşmeler sonucu, iki ülkenin dev boru hatları projeleri dahil kapsamlı işbirliği yapma niyetlerine dair mutabakat sağlandı. Bu çerçevede oluşturulan 'Türk-İsrail Enerji Çalışma Grubu' ilk toplantısını 9-10 Ekim'de Ankara'da tamamladı. İşbirliğinin ilk yazılı belgesi de Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Paşaoğlu ve İsrail Enerji Bakanlığı Müsteşarı Eli Ronen tarafından imza altına alınan görüşme tutanağı oldu.
İşbirliğinin çerçevesi, Enerji Bakanı Hilmi Güler ve İsrail Enerji ve Altyapı Bakanı Binyamin Fuad Ben Eliyezer tarafından dün düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
Buna göre, iki ülkenin Dünya Bankası ve diğer uluslararası kreditörlerden destek arayacağı projeler arasında şunlar var:
1- Türkiye'den İsrail (ve onunla birlikte Filistin ve Ürdün'e) su ve elektrik enerjisi taşıyacak bir boru hattı inşası. Aynı güzergâhta doğalgaz taşınması da gündemde;
2- Bugün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de katılımıyla petrolün Tiflis'e ulaşması kutlanacak olan Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattından Akdeniz'e akacak petrolün, İsrail'in Aşkelon Liman'ından, Kızıldeniz'deki Eylat Limanı arasındaki boru hattı vasıtasıyla Hindistan ve diğer Güney ve Doğu Asya pazarlarına ulaştırılması;
3- Rus ve Kazak petrolünü, İstanbul Boğazı üzerindeki yükü kaldıracak şekilde Samsun'dan Ceyhan'a nakledecek bir boru hattının inşası ve bu hattan gelecek petrolün de yine Aşkelon-Eylat hattı üzerinden Güney ve Doğu Asya pazarlarına yönlendirilmesi. Samsun-Ceyhan hattının inşası durumunda Ceyhan'dan Aşkelon'a Akdeniz altından yeni bir boru hattı, ya da tankerler yoluyla taşınması seçenekleri üzerinde duruluyor.
Bu projeler ilk kez geçtiğimiz nisan ayından itibaren açıktan açığa konuşulmaya başlanmıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 28-29 Nisan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da hemen ardından 1-2 Mayıs tarihlerinde İsrail temaslarında konu siyasi düzeyde görüşülmüştü. (Radikal, 2-3 Mayıs 2005)Konu, Erdoğan ve Putin'in 17-18 Temmuz'da Soçi'de yaptıkları kapsamlı görüşmelerde de gündeme gelmişti. (Radikal, 19 Temmuz 2005) Daha sonra Enerji Bakanı Güler'in İsrail seyahati ve karşılıklı uzman temasları gündeme geldi.
Azeri ve Kazak petrolünü Akdeniz'e taşıyacak BTC boru hattının tam kapasitesi yılda 50 milyon ton olarak öngörülüyor. Projeyi savunanlar, Samsun-Ceyhan hattının da en az o kadar, muhtemelen de 60 milyon ton taşıma kapasitesinde olması gerektiğini söylüyorlar. Bu, bir yandan Boğazları, öbür yandan Süveyş Kanalını ve daha önemlisi sürekli savaş ve istikrarsızlık alanı olan Basra Körfez'ini kenarda bırakarak, sürekli büyümesine düzenli petrol arayan Hindistan, Çin gibi ülkelere yılda en az 100 milyon tonluk alternatif petrol rotası sunuyor. Mevcut Kerkük-Ceyhan hattının yılda 70 milyon ton kapasitesi de dikkate alındığında, Ceyhan petrol terminalinin sunduğu imkânlar daha da artıyor. İsrailli bakan Ankara'dayken Londra'daki bir konferansta, Yunanistan heyetinin Burgaz-Alaxandropolis (Dedeağaç) hattına karşı Samsun-Ceyhan'ı savunan Dışişleri temsilcileri de işte bu noktalara dikkat çekiyorlardı.
Önceki gün varılan ve dün ilan edilen mutabakat, bu projeler üzerinde anlaşıldığını, her şeyin bittiğini göstermiyor. Ancak bu projeler üzerine sürecin başladığını gösteriyor.
İşin enerji kısmından dikkatlerimizi su kısmına odakladığımızda gözden kaçırmamamızda fayda olan bir anlaşma yapıldı geçtiğimiz hafta. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye'den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne
su nakletmek üzere bir boru hattı inşasına karar verildiğini açıkladı. 78 kilometrelik boru hattının Akdeniz altından Kıbrıs Adası'na yılda 75 milyon metreküp su nakletmesi öngörülüyor.
Bu hattın Kıbrıs'ta çözüm arayışlarına bir katkı getirip getirmeyeceği ayrı bir konu. Ancak gerçekleşmesi durumunda İsrail, Filistin ve Ürdün'ün ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayacak su hattının Kıbrıs'tan İsrail'e döşenmesinin maliyeti azaltıcı rolü de gündeme gelebilir.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=166686 12 Ekim 2005