100ler

Burada Türkiye'nin geleceğinin nasıl biçimlenmekte olduğu ve biçimleneceği konusundaki sezgilerimi pekiştiren gelişmelere ilişkin haberlere yer veriyorum. Haber linkleri "geleceğin Türkiyesi" ortak paranteziyle okunmalı.

Thursday, September 22, 2005

‘Oligark faktörü’

Oligark Rusça bir tabir. 1990’lardaki özelleştirmeler sırasında büyük ve önemli eski Sovyet işletme, maden, petrol ve diğer ekonomik varlıkları çeşitli vasıtalarla ucuza kapatan kapkaççı işadamları için kullanılıyor.
Yıllardır ilgimi çeken bu oligarklar hakkında Ukrayna’daki Portakal Devrimi dolayısıyla geçen ocak ayında bir yazıda söz etmiş, yazının bir yerinde şöyle demiştim:
‘...Hem Ukrayna-Rus hem de İsrail pasaportu taşıyan bu oligarklardan en ünlüsü olan Boris Abromoviç Berezovski’nin Viktor Yueşenko’nun ikinci tur seçimini kazanmasından hemen sonra başkent Kiev’e gelip Yuşenko ile görüştüğü, onu zaferinden dolayı tebrik ettiği biliniyor. Berezovski bu köşede defalarca yazdığımız gibi Rusya’nın en büyük oligarkıydı. Servetini Boris Yeltsin döneminde yapan ve Yeltsin’in kızı Tatyana Duyatçenko ile yakın ilişkilere sahip, Rasputin ya da Prens diye bilinen Berezovski Putin döneminde karşılaştığı baskılar ve muhtemel mahkumiyet dolayısıyla Rusya dışına kaçmak zorunda kaldı 5-6 yıl önce. Şimdi siyasi mülteci statüsü kazandığı Londra’da yaşıyor ve Putin’e karşı dışarıdan mücadele veriyor, bir gün Putin’i saf dışı etmeyi umuyor. Bunları kendisi söylüyor. Haberlerde son seçimlerde işte bu Berezovski’nin Yuşenko cephesine hem maddi hem de başka bakımlardan destek verdiği ifade ediliyor.
Berezovski’ye ek olarak onun kadar olmasa da yine ünlü bir başka oligarkın da Ukrayna seçimlerinde Yuşenko cephesine büyük yardımlar yaptığı söyleniyor. Bu ünlü oligark aslen Ukraynalı; adı da Semen (Simon) Mogileviç. Hem Ukrayna hem İsrail pasaportuna sahip Mogileviç’in Yuşenko taraftarlarına birkaç bin ordu tipi çadır ve yüzlerce seyyar mutfak alıp hediye ettiği bildiriliyor. Berezovski ve Mogileviç’e ek olarak muhtemelen başka oligarkların da seçimlerde Yuşenko’ya çeşitli şekillerde yardım ettikleri de söz konusu. Tabii bunların kimler olduklarını bilmemize imkan yok; ama Rus gizli servislerinin bunların kimler olduklarını tespit edip hem kimliklerini ve hem de faaliyetlerini Putin’e ilettikleri sözünü ettiğim kaynaklarda yazılı.’
Benim tam 9 ay önce haberini verdiğim Portakal Devrimi’ndeki ‘oligark faktörü’ bugünlerde en azından Boris Berezovski bakımından doğru çıkmış bulunuyor; zira Berezovski’nin kendisi dahil pek çok kaynak bu ünlü ve nüfuzlu oligarkın Portakal Devrimi’ne büyük maddi katkı sağladığını ortaya koymuş bulunuyor.
İlk önce Internet-Reporter adlı internet sitesi (rep.ua.com)nde Berezovski’nin Ukraynalı bazı kaynaklara yaptığı banka havalelerinin dekont kopyalarının yayınlanmasıyla gün ışığına çıkan para yardımı Ukrayna eski Cumhurbaşkanı Leonid Kravçuk’un 14 Eylül günü Bere şirketlerinin hesaplarından Yuşenko ekibine para gönderildiğini bizzat söylemesi üzerine çok vahim bir siyasî skandal boyutu kazanmış oluyor.
Yuşenko karşıtı Birleşik Demokratik Parti’nin başkanı olan Kravçuk, 15 milyon doları bulan havalelerin teyidi halinde Yuşenko’nun parlamento tarafından derhal azledilmesi gerektiğini de talep etmiş bulunuyor.
Bugün bu köşede kısaca değindiğim skandal ve Berezovski’nin diğer marifetleri hakkında pek çok değişik yorum da var. Berezovski’nin havaleleri teyit etmesiyle Yuşenko’yu zor duruma düşürdüğü, önceleri desteklediği Yuşenko’dan artık vazgeçtiği, şimdilerde Bayan Timoşenko’yu desteklemeye karar verdiği, hatta karşılığını alamadığı için havaleleri açıklayarak bir tür öç aldığı gibi yorumlar yapılıyor.
Çok önceden belirttiğimiz gibi Portakal Devrimi’nde ‘oligark faktörü’ hep vardı. Ve biz de bunu görmüştük... FİKRET ERTAN
22.09.2005 Zaman

0 Comments:

Post a Comment

<< Home